23 Eylül 2008 Salı

Roma


Roma, İtalya'nın ve Lazio bölgesinin başkentidir. Tiber ve Aniane nehirleri arasında ve Akdeniz'e yakındır. 2.7 milyon nüfuslu (Aralık 2006) şehirde Katoliklerin ruhani lideri Papa'nın yaşadığı bağımsız devlet Vatikan da yer almaktadır.Roma, İtalya'nin en kalabalık şehri ve 1290 km²lik yüzölçümüyle Avrupa'nın en geniş yüzeye yayılmış başkentlerinden biridir. Milano, Napoli, Torino, Bolonya, Palermo, Catania, Floransa, Cenova ve Bari'nin toplamından daha geniş bir yüzölçümüne sahiptir. Roma Büyükşehir'in toplam nüfusu 4 milyondur.75 milyar € luk gelirle İtalya'nın toplam milli hasılasının %6.5'ini tek başına kazanır.2800 yıllık şehir, sırasıyla ve resmi adlarıyla; eski Roma'nın, Roma Krallığı'nın, Roma Cumhuriyeti'nin, Roma İmparatorluğu'nun, Papalık Yönetiminin, İtalyan Krallığı'nın ve İtalya Cumhuriyeti'nin merkezi ya da başkenti olmuştur.NETTEN

Mevlana Türbesi


Yılın her günü Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen ziyaretçilerle dolup taşan Mevlana Müzesi Konya'nın olduğu kadar Türkiye'nin en çok turist çeken ziyaret yerlerinin başında geliyor. Her ayın ilk Pazartesi günü TC vatandaşı ziyaretçiler müzeye ücretsiz giriş yaparken, diğer günler için 5 YTL lik bilet alınıyor. Yine her ayın son Perşembe günü Belediye'nin girişimiyle organize edilen ücretsiz sema gösterisi izlenebiliyor.Çiçeklerle bezeli park içinden geçip Mevlana Müzesine turnikelerden giriş yapan ziyaretçiler ilk olarak çeşmeli küçük bir havuzla karşılaşıyorlar. Burada ki çeşmeden su dolduranların yanı sıra, süs havuzuna para atıp dilekte bulunanlara sıkça rastlanıyor. Sağ bölümde Matbah (mutfak) cansız mankenlerle hazırlanmış kompozisyonlar mutfak araç, gereçleri yer alıyor. Mevlana Müzesi ziyareti için kapıda verilen galoşları ayaklarına takan ziyaretçiler müzede sergilenen eserleri görmeye başlıyor, fotoğraflarını çekiyor, üstü sandukalarla örtülü ve Hz Mevlana ve ailesinden gelenlere dua ediyorlar. Büyük bölümü cam dolaplarda teşhir edilen müze parçaları arasında Mevlana'ya ait cübbe, entari, şeffaf kandil, pamuklu hırkalar, Şemsettin Tebriziye izafe edilen serpuş görülüyor. Müze salonunun camlı bir başka bölümünde Âlem, Destegül (cepken), Sultan Velede ait atlas cübbe, Mesnevi sergileniyor. Müzenin çalgılar bölümünde fildişi sedef işlemeli ud, çeşitli neyler, tambur, kemençe, kudüm, halite (çal para) yer alıyor. Sikke ve arakıye, omuzluk ve cübbe, Divanlı Kebir'i gören ziyaretçiler, bu defa antika halıların sergilendiği camsız bölüm önünde her biri 990 adet olup, birisi Ulu Arif Çelebiye ait iri taneli zikir tespihlerini izliyorlar. Küre-i sema, körük, kuran rahlesi, su tasları, şamdan, tunç şamdan, çorba taslarının bulunduğu ve dört bir yanından görülen camlı vitrinlerin bulunduğu bölümden birkaç basamakla son çıkış salonuna geçiliyor. Bu bölümün ortasında sakalı şerif yer alıyor. Çevrede ki teşhir vitrinlerinde buhurdanlık, akik taşı, saat, anahtar ve kese, mum makasları bulunuyor. Teshipli ve gümüş kutu içinde Kuran, Kuran Meryem Suresi, Kur'an Koran, Ahmet bin Abdullah'ın yazısıyla Osmanlı 856 H - 1452 M Kuran, Mesnevi Şerhi, Tefsirli, İbn-i Abbas şiir mecmuası, Kuran Mesnevi diğer müze parçalarında olduğu gibi hayranlıkla izleniyor. Postnişin odası, Derviş hücrelerini görüp müze ziyaretlerini gerçekleştirenler oya gibi işli şadırvan bölümünde serinliyorlar.Müze BölümleriMevlana Müzesine Cümle kapısından giriliyor. Avlusunun sağ tarafında Matbah ve Hürrem Paşa Türbesi yer alıyor. Sinan Paşa, Fatma Hatun ve Hasan Paşa Türbeleri avlunun güneydoğusunda bulunuyor. Avlunun ortasını Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırılmış Şadırvan süslüyor. Avlu girişinin solundan itibaren 17 adet derviş hücresi sıralanıyor. Mevlana Müzesi Türbe bölümü içinde ise, Tilavet Odası, Mevlana'nın Türbesi, aile fertleri, Horasan'dan gelen yol arkadaşlarının mezarlarının bulunduğu bölüm ile Samahane ve Mescit yer alıyor.


Cümle Kapısı :

Tilavet Odası: Nadide hat eserlerin süslediği bu bölüm Mevlana Müzesinin dergâh olduğu dönemlerde, Kuran-ı Kerim'in sürekli okunduğu yer olarak biliniyor.Horasan Erleri SandukalarıMevlana ve ailesi ile birlikte Konya'ya göçen dervişlere ait mezarların olduğu yer.MezarlarTürbe girişinin sağında ve doğusunda bulunan yer. Üstü sandukalarla örtülü Hz. Mevlana'nın ailesinden gelenler ile Mevlevilikte önemli mertebe katlettiğine inanılan zevatın kabirleridir. Sandukaların üzerinde sikke bulunanlar erkeklere aittir.Yeşil KubbeTürbe girişinin sağında görülen Kubbe-i Hadra (Yeşil Kubbe)'nin altında Mevlana ve oğlu Sultan Veled'in mezarları vardır. Babası Bahaddin Veled'in mezarı ise, Mevlana'nın mezarının doğusunda bulunmaktadır.Huzur-ı Pir (Türbe)Tilavet Odasından ana bölüme girilen yerdir.SamahaneDergâh müzeye dönüşünceye kadar, sema'nın yapıldığı yerdir. Semahane'de Naat Kürsüsü, mutrib (saz) heyetinin oturduğu bölüm ile erkek ve hanım izleyicilerin oturduğu özel mekânlar yer alır.MescitHalen içersinde çok değerli halı, kilim, hat, kitap, v.b.eserlerin sergilendiği, aslında dergâh iken namaz kılınan yerdir.Çelebi DairesiMüzenin dergâh olduğu dönemlerde Çelebi Efendi'nin misafir kabul ettiği mekândır. İçinde türbenin içine açılan ve "Niyaz Penceresi" adı verilen bir pencere mevcuttur. Şu anda müzenin ihtisasa kütüphanesidir.Hasan Paşa TürbesiKaraman Beylerbeyi Hasan Paşa için yaptırılmıştır.Fatma Hatun TürbesiKaraman Beylerbeyi Murat Paşa'nın kızı Fatma Hatun için yaptırılmıştır.Sinan Paşa TürbesiKaraman Beylerbeyi Sinan Paşa için yaptırılmıştır.Hürrem Paşa TürbesiKanuni Sultan Süleyman döneminde Hürrem Paşa için yaptırılmıştır.Mehmet Bey Türbesi1534 yılında vefat eden Mustafa Paşa'nın oğlu Mehmet Bey'e ait olan bir türbedir.MatbahDergâh müzeye dönüştürülmeden önce yemek ihtiyacının karşılandığı mutfaktır. Matbah aynı zamanda dervişlerin yetiştirildiği( sema'nın, sofrada yemek yeme adabı ile dervişliğe ait diğer bilgilerin öğretildiği yerdir).Meydan-ı ŞerifGünümüzde müze müdüriyet binası olarak kullanılan bölümdür. Dergâh olduğu dönemlerde şeyhin sohbet ettiği ve sema tertip edilen odadır.Şeb-i Arus HavuzuTürbe'de Matbah'ın önünde bulunan ve aslanağızlı bir mermer oluktan su akıtılan havuzdur. Müzenin dergâh olarak kullanıldığı dönemlerde Mevlana'nın vefatının yıl dönemleri törenleri burada yapıldığı için, ismine Şeb-i Aruz Havuzu denilmiştir.Şadırvan1512 yılında Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırılmıştır.Derviş HücreleriMüzenin batı ve kuzey yönünde yer alan ve dervişlerin ikameti için yaptırılmış hücrelerdir.Müze bahçesinin arka kısmında Konya ve Mevlana simgeleri taşıyan hediyelik anı eşyaları, semazen bibloları, Mevlana işli dokumalar, gravür, resim gibi hediyelik satış dükkânı yer alıyor.

9 Eylül 2008 Salı

Dünyanın Yedi Eski Harikası

Artemis Tapınağı:Efes'de Artemis TapınağıArtemis Tapınağı'nın temelleri milattan önce 7. yüzyıla kadar gitmektedir. Tanrıça Artemis'e ithafen yapılmıştır. Tamamiyle mermerden oluşuyordu. Lidya kralı Croesus tarafından yaptırılan yapı, Yunan mimar Chersiphron tarafından tasarlanmıştı ve dönemin en büyük heykeltıraşları Pheidias, Polycleitus, Kresilas ve Phradmon tarafından yapılmış olan bronz heykellerle süslenmişti. Tapınak hem bir pazaryeri, hem de bir dini müessese olarak kullanılıyordu. Artemis Tapınağı M.Ö. 21 Temmuz 356'da adını ölümsüzleştirmek isteyen Herostratus adlı bir Yunanlı tarafından yakıldı. Aynı gece Büyük İskender doğmuştur. Büyük İskender Anadolu’yu fethettiğinde Artemis Tapınağı’nın yeniden yapılması için yardım teklif etmiş fakat reddedilmiştir.


Zeus Heykeli: Olimpia'daki Zeus HeykeliZeus Heykeli M.Ö. 450 yıllarında, adına olimpiyat oyunları düzenlenen Tanrıların kralı Zeus için, Olimpiyatlar'a ismini veren Olimpia'da yapılmıştır. Zeus Heykeli, bir tahta iskelet üzerine altın, fildişi ve metal parçalar yerleştirilerek Partenon'un içinde yapılmıştır. Heykelin oturduğu taban 6,5 m. genişliğinde ve 1 m. yüksekliğinde, heykelin kendisi ise 13 m. yüksekliğindeydi. Olimpiyat oyunları 391 yılında Theodosius I tarafından putperestlik olarak değerlendirilip sona erdirilince, Zeus Tapınağı da kapatıldı. Heykel, zengin Yunanlılar tarafından Constantinople’ye taşınmıştı ve 462 yılındaki büyük yangında yok olana dek orada kaldı. Bugün temelleri, birkaç yıkılmış kolon ve enkaz tüm kalıntılarıdır.

Babil'in Asma Bahçeleri: Milattan önce 7. yüzyılda Babil kralı Nebukadnezar tarafından yaptırılmıştır. Babil'in çorak Mezopotamya çölünün ortasında, ağaçlar, akan sular ve egzotik bitkilerin bulunduğu çok katlı bir bahçedir. Coğrafyacı Strabo'nun 1. yüzyıldaki tanımına göre:"Bahçeler birbiri üzerinde yükselen kübik direklerden oluşuyordu. Bunların içleri çukurdu ve büyük bitkilerin ve ağaçların yetişebilmesi için toprakla doldurulmuştu. Kubbeler, sütunlar ve taraçalar pişmiş tuğla ve asfalttan yapılmıştı. Yüksekteki bahçeleri sulamak için Fırat Nehri'nden zincir pompalarla su yukarılara çıkarılıyordu. Bu şekilde üst seviyelere taşınan su, bahçeleri sulayarak teraslardan aşağıya doğru akıyordu"Söylentiye göre Nebukadnezar bu yapıyı sıla hasreti çeken karısı Semiramis için yaptırmıştır. Semiramis Medes kralının kızıdır. Söylentiye göre Mezopotamyanın düz ve sıcak ortamı onu bunalıma itmiş, kral da karısının hasretini sona erdirmek için yapay dağların olduğu, suların aktığı yemyeşil bir bahçe yaptırmıştır. Bu yüzden bazen Semiramis'in asma bahçeleri olarak da anılır.Babil'in asma bahçelerinin günümüze gelen kesin izleri yoktur. Fakat, bölgede araştırma yapan arkeologlar, Babil'deki sarayın kuzeydoğusunda görünüşü garip olan temel ve tonozlar buldular. Bunların Babil'in Asma Bahçelerine ait olduğu düşünülmektedir. Babil'in Asma Bahçeleri, klasik yazarlar tarafından ayrıntılı bir şekilde tanımlanmıştır. Günümüzde bu tanımlara göre çizilen resimler bulunmaktadır. Küçükken sandığımız gibi bu efsanevi bahçeler bir yerlere asılı fidan değildir, sadece sütunlarla desteklenen taraçalar üzerinde kurulmuştur.


Keops Piramidi: Kantur piramitleri 'nin üçü birden dünyanın yedi harikası listesine dahil değildir. Piramitlerden sadece Keops Piramidi bu listeye girmiştir. Keops Piramidi, 4. Hanedanlık zamanında M.Ö. 2560 yılında Firavun Khufu (Keops) tarafından yaptırıldı. Yapımının 20 yılı aştığı sanılmaktadır. Piramit yapıldığında 145,75 m. yüksekliğindeydi. Yapıldığından itibaren 43 yüzyıl boyunca dünyadaki en yüksek yapı olarak kayıtlara geçmiştir. Keops Piramidi ilk inşa edilen olmasına rağmen dünyanın yedi harikası arasında günümüzde ayakta duran tek yapıdır. Ayrica su anda Keops Piramidi'ndnde buyyuk bir piramit bulundu. Ancak toprakgin altindadir.(uydudan bulunmustur.)



Halikarnas Mozolesi: Halikarnas Mozolesi, Kral Mausollos için karısı ve kız kardeşi tarafından yaptırılmış bir mezar. Bodrum civarında yapılmış ve yapımı M.Ö. 350 yılında tamamlanmış. Tabanın üstünde kenarları heykellerle süslenmiş basamaklı bir podyum bulunuyordu. Süslü su mermerinden yapılmış lahit ve mezar odası, podyumun üstünde bulunuyordu ve İyonya tarzı kolonlarla çevrilmişti. Sıra sütunlar, yine heykellerle süslenmiş bir piramit çatıyı destekliyordu. Dört tane savaş arabasıyla çekilen bir savaş arabası heykeli ise piramidin tavanını donatıyordu. Halikarnas Mozolesi'nin toplam yüksekliği 45 m. idi ve 4 tarafındaki 4 heykelin her birini ayrı bir heykeltıraş yapmıştı. Bu heykeller, tanrıların değil de insanlar ve hayvanların heykelleri olmasından dolayı tarihte özel birer yer tutarlar. 16 yüzyıl boyunca Halikarnas Mozolesi iyi bir durumda korundu. 15.yy da Haçlı Seferleri sırasında St.John şövalyeleri bölgeye geldiler ve bugün Bodrum Kalesi olarak geçen büyük bir kale yaptılar. Bu kalenin yapımında Halikarnas Mozolesi'nin nerdeyse bütün taşları kullanıldı.


İskenderiye Feneri: Tehlikeli kıyı şeridi boyunca gemicileri yönlendirmek amacı ile Mısır'ın İskenderiye kenti kıyısındaki Faros (Pharos) adasında yapılmıştır.Proje Büyük İskender'in komutanları Ptolemy Soter zamanında M.Ö 290 yılları sonunda başlamış, ölümünden sonra oğlunun hükümdarlığı zamanında bitirilmiştir. Şehrin batı limanında bulunan fener yaklaşık 166 m. yüksekliğindedir. Sadece harikaların değil bugüne kadar yapılmış fenerlerin de en yükseğidir. Gemicilik için güvenli bir ortam sağlamak isteyen Yunanlı tüccar Sostratus tarafından finanse edilmiştir. Fener’in en gizemli yanı, gündüzleri bile güneş ışığını denize yansıtmak amacı ile tasarlanmış cilalı bronz aynalarıydı. Geceleri ise aynaların önünde ateşler yakılıyor, böylece aynanın yansıttığı ışık gece yaklaşık 50 km. mesafeden görülebiliyordu. Yapı bir dizi depreme kadar bozulmadan kaldı. Fakat depremler ve doğal şartlar sonunda çöktü. Üst kısmı 955 yılında bir deprem ve fırtınada kopan fenerin gövde kısmı da 1302'de başka bir depremde çöktü. En sonunda 1480 yılında Memlük Sultanı Kait-bay tarafından fenerin olduğu yere yapılan bir kalede malzemeleri kullanılmak üzere tamamen yıkıldı.

Rodos Heykeli: 32 metre yüksekliğinde, demir ve taşla desteklenmiş bronzdan yapılmış bir heykeldir. Rodoslular tarafından Güneş Tanrısı [Helios]'a ithafen yapılmıştır. Yapılışından yok oluşuna kadar yalnızca 56 yıl geçmesine rağmen, Rodos Heykeli dünyanın yedi harikasından biri olmayı başarmıştır. Bunun en büyük sebebi, devasa bir heykel olmasının yanısıra Rodos adasındaki insanlar için beraberliğin simgesi olması idi. Rodos Heykeli’nin yapılması tam 12 yıl sürmüş ve heykel M.Ö. 282 yılında bitirilmiştir. Liman girişinde bulunan heykel M.Ö.226 yılında bir deprem sonucunda en zayıf noktası olan dizinden kırıldı. Rodoslular, Firavun Ptolemy III Eurgetes’den restorasyon için yardım teklifi aldılarsa da, bir kâhine başvuruldu ve yardım reddedildi. Neredeyse 900 yıl boyunca heykel harabe halinde kaldı. 654 yılında Araplar Rodos’u feth ettiler. Heykelden kalanları Suriyeli bir Yahudi’ye sattılar. Söylentiye göre bütün parçaları Suriye’ye 900 devenin sırtında taşınmıştır.







































































































Sidney


Sidney'in Kısa Tarihi:Yaklaşık 30,000 yıl önce Asya'dan adaya göç eden ve 'Aborijin' adı verilen halkın bu medeniyetin temellerini attığı söylenmektedir. Avusturalya adası 1770 senesinde İngiltere'ye bağlanmış; önceleri mahkumların ve İngiltere'de istenmeyenlerin gönderildiği bir yer iken, 19. yüzyılın yarısında altın madenlerinin keşfiyle dünyanın değişik yörelerinden büyük göçler almıştır. Kolonilerin oluşumunun ardından 1901 senesinde "Avusturalya Milletler Topluluğu" adını almıştır.Endüstrileşmeyle beraber 20. yüzyıl boyunca sürekli gelişen Sidney, Avrupa'dan ve Asya'dan göçlerle kozmopolit bir nüfus yapısına sahip olmuştur.Sidney'de Nereyi Gezmeli?Avusturalya'nın en eski şehri olan Sidney; kültürü, dünyanın en büyük doğal limanı olan Sidney Limanı ve sahilleriyle gidilebilecek en güzel turistik şehirlerden biri olarak kabul edilmektedir. Avusturalya'nın resmi başkenti olmamasına karşın birçok açıdan ülkenin en önemli kentidir.2000 Dünya Yaz Olimpiyatlarına da evsahipliği yaparak popülaritesini biraz daha arttırmış ve kendinden başarıyla söz ettirmeyi başarmıştır.Sidney Opera Evi: Uzun yıllar boyunca şehrin gemicilik merkezi olan Circular Rıhtım'da bulunur ve 20. yüzyılın en ünlü ve değişik yapılarından kabul ediliyor. Operaya ilgi duymayanları bile ilginç mimarisiyle kendisine çekmeyi başarmıştır. Mevsimlik opera gösterimlerinin yanında; bale, tiyatro, film ve klasik müzik performanslarına da evsahipliği yapmaktadır.Sidney KöprüsüSidney Köprüsü: Sidney'i ve Avusturalya'yı simgeleyen en önemli yapılardan biridir. Resmi olarak 19 Mart 1932 tarihinde açılmıştır ve o tarihten bu yana çeşitli onarımlarla yenilenmiştir.Sidney Kulesi: Ziyaretçilere açık olan gözlem kısmı, yerden 250 m. yüksekliktedir. Bir alışveriş merkezinin üzerinde konumlanmıştır.


Sidney Limanı: Şehrin en ünlü yerlerinden biridir ve tadını çıkartmanın birçok yolu vardır; bir yat gezisi yaparak limanı dolaşmak, yemek yerken manzaraya hayran kalmak veya feribotla suyun üstünden limanı seyre dalmak bunlardan sadece bazılarıdır.Darling Limanı : Avrupalıların Avusturalya'ya yerleşmelerinin 200. yılına rastlayan 1988 senesinde yeniden düzenlenmiştir. Sidney Eğlence Merkezi, Sidney Çin Bahçeleri, Tumbalong Parkı, Ulusal Deniz Müzesi ve Sidney Akvaryumu gibi çeşitli binaların bulunduğu alandır. Şehir merkezinin batı kısmında yer alır.Kayalar (The Rocks): Eski Şehir Merkezi olan bu bölge; şehrin en tarihi ve en eski bölgesidir Sidney Gözlemevi, haftasonu pazarı ve çeşitli sanat galerilerine evsahipliği yapmaktadır. Dar kaldırımlı sokakları ve tarihi binalarıyla ilginizi çekebilir.Botanik Bahçeler: Şehrin ve limanın manzarasını seyredebileceğiniz en güzel alanlardan biridir. Kıtanın ilk ekilip biçilen toprağının bulunduğu bu bahçelerde ayrıca camdan yapılmış piramit ev, gül bahçesi, duvarla çevrilmiş bir kaktüs ve doğuya özgü bir bahçe de ziyaret edilebilir.Denizin Tadını Çıkartmak İçinBondi Plajı: Sidney'in sahip olduğu 70'den fazla plajdan en önemlisi olan Bondi Plajı; şehrin doğu kesminde, şehir merkezinden birkaç kilometre uzaklıkta bulunuyor. Noel ve Yılbaşı tatillerinde burası dolup taşıyor!Herhangi bir tehlikeye karşı köpekbalığı ağına sahip olan bu plaj, sörf tutkunlarının da önemli merkezlerinden biridir. Her yıl düzenlenen sörf yarışlarının son durağı olan bu plaj ayrıca 2000 Yaz Olimpiyatları'nda voleybol maçlarına da evsahipliği yapmıştır.Balmoral Plajı: Okyanusun tadıını çıkartabilmenizin yanında, piknik ve barbekü istkeklerinize karşılık verebilecek imkanları da bünyesinde barındırıyor.Sidney Mutfağının Zevkine Varmanın YollarıAvusturalya mutfağına Amerikan mutfağının bir benzeri olarak bakabiliriz. Tarihinden günümüze biraraya yaşamayı başaran çok çeşitli etnik grupların hepsi günümüzde de geleneklerini sürdürmektedirler. Çin mutfağı, İtalyan mutfağı ve Fransız mutfağı Sidney'de bulabileceğiniz uluslararası mutfaklar arasındadır. Londra Restoran Magazini tarafından dünyanın en güzel 10 restoranından 2'si seçilen Tetsuya ve Rockpool, Sidney şehrinde yer alıyor.Yerel mutfaktan denemenizi önereceğimiz tatlardan biri 'çalı dolması'dır. Tadına doyamayacağınız 'Haagen Daaz' adı verilen enfes dondurmayı Darling Limanın'da denemeden sakın Sidney'i terk etmeyin!Avusturalyalılar genellikle sosis, domates, domuz pastırması ve yanında özel ekmeklerden oluşan bir kahvaltıyla güne erken başlıyorlar. Öğle ve akşam yemekleri arasında ise çay ve kahve içiyorlar. Kahveye verdikleri önemin yanında Avusturalya'da bira da önemli içecekler arasında yer alıyor.Sidney'de AlışverişSidney, pahalı ürünlerden günlük kullanımda gerekli olabilecek ucuz ürünlere kadar geniş yelpazesiyle size aradığınız her şeyi bulma imkanı veriyor. Çin Mahallesi'ne uğramak ve pazarları gezmek ilgi çekici olabilir. Paddington'da butikleri gezebilir, liman kenarında turistik alışveriş yapabilirsiniz.Amerika'nın ünlü markalarının satışı yerine Sidney'de önem özellikle yerel üreticilere ve yerel markaralara verilmiştir. Bu yüzden de fiyatlar çok uygundur. Oxford ve King Caddesi en önemli alışveriş bölgeleri arasında yer alıyor. Strand Arcade'e de uğramadan geçmeyin, burası Sidney'in en ünlü alışveriş merkezi sayılıyor.Rocks bölgesinde, doldurulmuş Koala bebekler ilginç hediye seçeneklerinden olabilir.Sidney'de Eğlence ZamanıAvusturalya'nın başkenti olmamasına rağmen, Sidney birçok açıdan ülkenin en önemli kenti sayılır. Bu açılardan biri de gece hayatının renkliliğidir. Sidney'de gece hayatı hiç bitmez. Aynı gecede sakın bir yerde kalarak zamanınızı geçirmeyin! Uğrayacak o kadar çok yer, dans edecek o kadar çok pist ve dinleyecek o kadar değişik müzik bulacaksınız ki... Eğer sıkılırsanız üzülmeyin, otobüs seferleri gece boyunca da devam ediyor. Ortamdan sıkılırsanız ya da kendinizi yorgun hissederseniz otelinize dönemeniz hiç zor olmayacaktır.Özellikle Oxford Caddesi gece hayatının en eğlenceli geçtiği yerlerden biridir. Gecenize bir 'pub'da başlayabilir, devamını cadde üzerindeki seçtiğiniz gece klüplerinden birinde çılgınlar gibi dans ederek ya da sevdiğiniz müziğin tadını çıkartarak geçirebilirsiniz.Vermemiz gereken küçük bir tavsiye; Sidney'de yeni açılan klüpler her zaman dolup taşar. Sidney'in gece hayatına düşkün insanlarını ögrmek istiyorsanız ve de yeni açılmış bir yere gitme şansınız varsa sakın kaçırmayın! Sidney'in eğlenceli doğasını işte o zaman anlayabilirsiniz.Havada Uzun Bir Yolculuk - Sidney'e GidişSidney'in önemli bir dezavantajı, ülkemizden çok uzakta bulunmasından kaynaklanıyor. Ne yazık ki direk uçuş da yok, aktarmalı uçmak zorundasınız. Singapur, İtalya veya Hong Kong aktarmalarıyla, değişik havayolları firmaları Sidney'e ulaşmanızı mümkün kılıyor.Sidney'in güzelliklerinin tadını çıkartmak istiyorsanız, uzun ve yorucu bir yolculuğa hazırlıklı olmanız gerekiyor. Aktarmalı olarak 24 saatlik bir uçak yolculuğu büyük ihtimalle sizi yoracaktır. Uçakların konforunun havayolu şirketlerine göre değişmesine rağmen yine de yanınızda kitap ya da oyalanabileceğiniz bir şeyler bulundurmanızı öneriyoruz.Şehiriçi UlaşımHavalimanından şehir merkezlerinde önemli noktalara servis yapılmaktadır. Havalimanından otelinize ya da kalacağınız yere gitmeniz için bir diğer seçenek de taksiler olabilir.Sidney; şehrin tüm kısımlarına ulaşımı mümkün kılan tren, otobüs ve feribot ağlarıyla kaplıdır. Bu yüzden ulaşım konusunda hiçbir zorluk yaşamayacağınıza emin olabilirsiniz. Şehirde ulaşmak istediğiniz yere en hızlı olarak metroyla ulaşabilirsiniz.Feribot: Yerli halkın genelde işe gidiş-dönüş amacıyla kullandıkları bu ulaşım aracı, size çok zevkli bir gezi sunabilir. Haftanın 7 günü hizmet veren feribotlar Paramatta Nehri'ne kadar limanın tüm noktalarına gidiş-gelişi sağlamaktadır.Otobüs: Şehrin tüm bölgelerine ulaşmanızın en kolay ve en ucuz yoludur.Su Taksisi: Kesinlikle Sidney'e özgü ulaşım araçlarıdır! Genellikle Circular Rıhtımı ya da Darling Limanın'dan binebilirsiniz.Taksi: Diğer ulaşım yollarına göre daha pahalı olmasına karşın çok rahattır. Taksinin içinde ücretlendirme listesi bulunur ve taksiciyi rahatsız etmeden (ya da fazla para istemelerine olanak bırakmadan!) yolculuğunuzun güvenle geçmesini sağlar.Metro: Tren İstasyonu'ndan başlayarak Çin Mahallesi, Darling Limanı, Star City Kumarhanesi ve son durak olarak da Lilyfield güzergahını izler.Size gereken ulaşım zamanlarını öğrenmek için 131 500 numaralı telefonu arayarak Şehir Taşımacılık Bilgi Hattı'na ulaşmanız mümkündür.İç: Avusturalya'nın enfes şaraplarından içGez: Eski Şehir Merkezi'nde haftasonu pazarını gezYüz: Sidney Limanı'nda, Nielsen Parkı'nda yüzDene: Centennial Parkı'nda ata binmeyi deneHayran kal: Olimpiyat tarihinin en büyük açıkhava stadyumu 'Avusturalya Stadyumu'na hayran kalZevkine var Yunuslarla yüzmenin zevkine varTadını çıkar: Sidney Limanını'nı yat gezisiyle görmenin tadını çıkarın.

Belçika


Belçika (Hollandaca: België, Fransızca: Belgique, Almanca: Belgien), Batı Avrupa'da bulunan, Avrupa Birliği ve NATO üyesi bir ülkedir.Belçika federal bir devlet yapısına sahip olup, Felemenkçe'nin resmi dil olduğu Flaman Bölgesi (Vlaanderen), Fransızca'nın resmi dil olduğu Valonya (Wallonia) ve her iki dilin de resmi dil sıfatını taşıdıkları Brüksel Başkent Bölgesi (Brussel Hofstedelijk Gewest, Région de Bruxelles-Capitale)'nden oluşur. Son olarak, tamamı Valon Bölgesi'nin sınırları içinde kalan ve Almanya'ya komşu Almanca konuşan küçük bir topluluk (Deutschsprachige Gemeinde), Valon bölgesine bağlı olmakla birlikte bazı alanlarda özerkliğe sahiptir ve yaşadıkları bölgede Almanca resmi dildir.Belçika'nın batısında Kuzey Denizi, kuzeyinde Hollanda, doğusunda Almanya ve Lüksemburg, güneyinde Fransa yer almaktadır.
Brükselİdari bölmeler: Ülke, Flaman Bölgesi'nde 5, Valon Bölgesi'nde de 5 olmak üzereBelçika (Hollandaca: België, Fransızca: Belgique, Almanca: Belgien), Batı Avrupa'da bulunan, Avrupa Birliği ve NATO üyesi bir ülkedir.Belçika federal bir devlet yapısına sahip olup, Felemenkçe'nin resmi dil olduğu Flaman Bölgesi (Vlaanderen), Fransızca'nın resmi dil olduğu Valonya (Wallonia) ve her iki dilin de resmi dil sıfatını taşıdıkları Brüksel Başkent Bölgesi (Brussel Hofstedelijk Gewest, Région de Bruxelles-Capitale)'nden oluşur. Son olarak, tamamı Valon Bölgesi'nin sınırları içinde kalan ve Almanya'ya komşu Almanca konuşan küçük bir topluluk (Deutschsprachige Gemeinde), Valon bölgesine bağlı olmakla birlikte bazı alanlarda özerkliğe sahiptir ve yaşadıkları bölgede Almanca resmi dildir.Belçika'nın batısında Kuzey Denizi, kuzeyinde Hollanda, doğusunda Almanya ve Lüksemburg, güneyinde Fransa yer almaktadır. 10 eyalete ayrılmıştır.


Flaman Bölgesindeki eyaletler,:
Batı Flandre, Doğu Flandre, Anvers, Limburg, Flaman Brabant olup, Valon Bölgesindeki eyaletler ise Namur, Liège, Hainaut, Lüksemburg, Valon Brabant'dır. Ülkede 58tarihinde kabul edilmiştir. 1970 yılında yapılan bir düzenleme ile idari yapısını değiştirmiştir. Söz konusu düzenleme ile federal bir yapıya kavuşan ülke idaresi, 1980, 1988-1989 yıllarında devam eden yeni düzenlemelere ek 14 Temmuz 1993 tarihinde yapılan ve tam olarak Mayıs 1995'de seçimlerin yapılması ile yürürlüğe giren son anayasal düzenlemeyle, yine monarşi ile yönetilen bugünkü federal ve üç bölgeli hale getirilmiştir.9 belediye bulunmaktadır. Kendi meclisleri bulunan belediyeler, belediye başkanının başkanlığında çalışan belediye encümeni tarafından yönetilir.Bağımsızlık günü: 21 Temmuz 1831 (Hollanda'dan ayrıldı)Milli bayram: Bağımsızlık günü, 21 Temmuz (1831)Anayasa: 7 Şubat 1831